Eylem kapsamında sağlık çalışanları tarafından yapılan açıklamada, mesleki zorlukların yanı sıra sağlık sistemindeki aksaklıkların hem çalışanları hem de hastaları olumsuz etkilediği vurgulandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Biz hekimler ve sağlık profesyonelleri, yıllardır hastalarımızın derdine derman olmak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Ancak kendi sorunlarımızın görmezden gelindiği ve emeğimizin değersizleştirildiği bir sağlık sisteminde artık dayanacak gücümüz kalmadı. Bugün buradayız çünkü bizler hem mesleğimizin onurunu hem de toplumun hak ettiği sağlık hizmetlerini savunuyoruz."

Sağlık çalışanları, iş bırakma eylemlerinin çaresizlikten değil, çözüm arayışından kaynaklandığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"2-6 Aralık tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz iş bırakma eylemi, çaresizliğimizin değil, çözüm arayışımızın bir çığlığıdır. Bu eylemle hem risk altında bulunan hekimlik mesleğini hem de daha iyi bir sağlık sistemini savunmak için sesimizi yükseltiyoruz."

"Sağlıkta Şiddet Kronik Sorun Haline Geldi"

Sağlık çalışanları, mesleklerini icra ederken karşı karşıya kaldıkları şiddet olaylarının kabul edilemez boyutlara ulaştığını belirtti. Açıklamada, sağlıkta şiddetin artık kronik bir sorun haline geldiği ifade edilerek şu sözlere yer verildi:
"Sağlıkta şiddet konusu artık kronik bir sorun haline gelmiştir. Hastaneden sağ salim eve dönmek lüks sayılmaktadır. Biz doktoruz, aksiyon kahramanı değil! Yetkililerden bu konuda acil ve caydırıcı önlemler almalarını bekliyoruz."

Açıklamada ayrıca, sağlık çalışanlarının depreme dayanıklı olmayan binalarda görev yapmaya zorlandığı ve bu durumun kabul edilemez olduğu vurgulandı:
"Depreme dayanıklı olmayan çürümüş binalar içinde şiddete uğradık, bıçaklandık, darp edildik, öldürüldük. Çalışma şartlarından dolayı tükendik. Bugün duyun çığlığımızı: Böyle çalışılmaz, böyle hasta bakılmaz, böyle hekimlik yapılmaz. Bu binalar da mezardır; sesimizi duyun diye iş bırakıyoruz!"

CHP - DEM Parti görüşmesine dair tüm detaylar.. Kayyumlara karşı yasal düzenleme.. CHP - DEM Parti görüşmesine dair tüm detaylar.. Kayyumlara karşı yasal düzenleme..

"Eziyet Yönetmeliği Derhal Geri Çekilmeli"

Sağlık çalışanları, "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği" olarak adlandırılan düzenlemenin hekimlik mesleğini zorlaştırdığını ifade ederek, bu yönetmeliğin geri çekilmesini talep etti:
"Bu yönetmelik, aile hekimlerinin esas görevi olan koruyucu hekimlik faaliyetlerini neredeyse imkânsız hale getirmektedir. Günün büyük bir kısmını raporlar, formlar ve gereksiz bürokrasiye harcamak zorunda bırakılan hekimler, hastalarına yeterince zaman ayıramamaktadır. Buradan Sağlık Bakanlığı'na sesleniyoruz: Elinizi hekimin reçetesinden çekin! Hekimle halkı karşı karşıya getirmekten vazgeçin!"

"Tükenmişlik Sınırındayız"

Aile hekimleri, çalışma şartlarının dayanılmaz bir hal aldığını ve tükenmişlik sınırında olduklarını vurguladı. Açıklamada, uzun nöbet süreleri, ekipman eksiklikleri ve maaşların enflasyona yenik düştüğü dile getirildi:
"Gerek bilimle ve pratikle bağdaşmayan MHRS randevu sayıları ve süreleri, gerek 32-36 saati bulan nöbetlerin ardından çalışmaya zorlanma, gerekse ekipman ve malzeme eksiklikleri hekimlerimizin çalışma azmini kırmakta ve tükenmişliklerini her geçen gün artırmaktadır."

Sağlık çalışanları, hak ettikleri çalışma koşulları sağlanana kadar mücadeleye devam edeceklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Bu eylem, sadece bizim değil, toplumun hak ettiği sağlık hizmetlerine ulaşabilmesi için bir çağrıdır. Mesleğimizi ve ülkemizi seviyoruz. Ancak hekimlerin mesleklerini onurla yapabileceği ve hak ettikleri ücreti alabileceği bir sistem kurulana kadar kararlı duracağız."

"Sağlık Sistemi Hasta!"

Son olarak, sağlık çalışanları, sağlık sistemindeki aksaklıklara dikkat çekerek, "Galiba biz değil, sağlık sistemi hasta!" ifadelerini kullandı ve şu sözlerle eylemlerini özetledi:
"Unutmayın: Bizlerin sesine kulak verin, çünkü sağlıklı bir toplum ancak sağlıklı bir sağlık sistemiyle mümkündür. Aile hekimliğine getirilen bu eziyet yönetmeliğinin bir an önce geri çekilmesini istiyoruz!"

Kaynak: Barış DÖNMEZ