Hurri-Mitanniler, Bit-Zamanı Krallığı, Asurlular, Urartular, Medler, Persler, Tigran Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı'nın da aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan höyükte, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Dicle Üniversitesi (DÜ) Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında 2018'de başlatılan kazı çalışması sürüyor.

Bugüne kadar yapılan kazılarda bin 800 yıllık su kanalları ve kalorifer sistemi, yaklaşık bin 700 yıllık mezar odaları, 1. Dünya Savaşı'ndan kalma 782 el bombası ve 800 yıllık mermer parçaları gibi kalıntılar ortaya çıkarıldı. Bu yıl Artuklu Sarayı'nın kabul salonunun güneyindeki odada ve Saraykapı ile Kral Yolu arasındaki alanda çalışma yürütülüyor.
Yürütülen çalışmalardaki yangın izi, seramik parçalarından ve taş malzemelerden elde edilen verilere göre, 10 bin yıl önce yerleşimin başladığı tespit edilen höyükte 2024 kazı dönemi tamamlandı.

Amida Kazısından Osmanlıca Yazılı Sikke Çıkarıldı 1

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Amida Höyük'te yapılan kazılarda, Selçuklu, Artuklu, Eyyubi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait birçok eser ortaya çıkarılıp sergilendi.

Kazı başkanı Prof. Dr. Yıldız gazetecilere, 2 Ocak 2024 tarihinde başladıkları kazı çalışmalarını 31 Aralık 2024 tarihinde sonlandırmış olacaklarını söyledi.

2 Ocak-20 Mayıs tarihleri arasında büro çalışmaları yapıldığını, 20 Mayıs'tan 31 Aralık'a kadar da arazi çalışmaları yapılmış olduğunu belirten Prof. Yıldız, “Toplamda 19 işçi, 9 teknik personelle çalıştık. Yaklaşık olarak 35 açmada çalışma yapıldı. Bu açmalarımız 5 çarpı 5 metre ölçülerindedir. Ağırlıklı olarak Kral Yolu'nda çalışmalara devam ettik. Kral Yolu'nun daha önce 80 metresi açığa çıkartılmıştı. Bu yılki çalışmalar kapsamında da 30 metresi açığa çıkarıldı. Kalan 20 metresi 2025 kazı sezonunda ortaya çıkarılıp Kral Yolu tamamıyla açığa çıkartılmış olacak” dedi.

44 Yıl Önce Fotoğrafladığı Çocuğa Ulaşmak İçin Erzurum' Geldi: Yeniden Fotoğrafladı 44 Yıl Önce Fotoğrafladığı Çocuğa Ulaşmak İçin Erzurum' Geldi: Yeniden Fotoğrafladı

Yaptıkları çalışmalar sonucunda birçok obje ile birçok eserle karşılaştıklarını ifade eden Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu eserler içerisinde 23'ü envantere değer eser, 5'i de etütlüye değer eser olarak uygun görüldü. Bu eserler bugün itibarıyla Diyarbakır Arkeoloji Müze Müdürlüğüne teslim edilecek. Üzerindeki çalışmalar bittikten sonra Diyarbakır Müzesinde sergilenecek. Diğer çalışmalar amorf malzeme olarak nitelendirdiğimiz eserler üzerinde büro çalışması olarak devam edilecek. Bizim kazı 12 ay devam eden kazılar statüsünde olduğu için sadece 31 Aralık itibarıyla arazi sezonunu kapatıyoruz. 20 Ocak 2025 itibarıyla tekrardan büro çalışmalarımız devam edecek. Bu yılki çalışmalarda özelikle Geç Uruk dönemine ait mühür, yine Osmanlı dönemine ait Çanakkale Savaşı rozetinin bulunması önemliydi. Onun dışında Neolitik ve Kalkolitik dönemden başlayıp Selçuklu, Artuklu, Eyyubi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait birçok eser bu yılki kazı çalışmalarında ortaya çıkartıldı. Paleolitik döneme ait taş buluntular da var. Ama bunlar muhtemelen taşınma yoluyla Amida Höyük'e getirilmiştir.”

Mühürler ve sikkelerin çok önem arz ettiğini kaydeden Yıldız, “Osmanlı dönemine ait Eyyubi dönemine ait ve bir tanesi de Cumhuriyet dönemine ait olmak üzere toplamda 4 sikkemiz var. Neolitik Çağ'dan Cumhuriyet'e kadar buluntuların gelmesi Amida Höyük'ün önemini daha da artırmaktadır. Bu yıl çıkan verilerle Amida Höyük bin yıl daha geriye gitti. Şu anda milattan önce 8 binde yerleşimin başladığı ve 10 bin yıldır kesintisiz olarak yerleşimin devam ettiği netleşmiş oldu” diye konuştu.

Prof. Dr. İrfan Yıldız, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Cumhuriyet döneminde gelen sikkemiz 1926 yılında basılan, 1923'te Cumhuriyet'in kurulmasıyla beraber ilk basılan paralar arasındadır. Ön yüzünde palamut ve meşe yaprağı, üstte ay-yıldız hemen sol tarafta Osmanlıca 10 kuruş ibaresi yer almaktadır. Arka yüzde ise buğday başağı ve yine Osmanlıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yine paranın basım tarihi olan 1926 tarihi vardır. Harf inkılabından önce bu sikke basıldığı için yazılar Osmanlıca yazılmıştır.”

Kaynak: İHA