İçişleri Bakanlığı tarafından bugün sabah saatlerinde Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa Halfeti Belediyesi'ne kayyum atanmasıyla ilgili olarak, Demokratik Emek Partisi (DEM Parti) bir açıklama yayımladı. Parti, bu adımı sert bir dille eleştirerek halk iradesine darbe olarak nitelendirdi ve iktidarın bu politikada ısrar etmesini “siyasi tükenmişliğin göstergesi” olarak değerlendirdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“AKP-MHP iktidarı Hakkari ve Esenyurt’tan sonra bugün sabah saatlerinde de Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Urfa Halfeti Belediyesi'ni gasp etti. Bu darbenin, 4 Kasım 2016’da Kürt halkının iradesine yönelik gerçekleştirilen Meclis darbesinin yıldönümünde gerçekleşmiş olması manidardır. Kürt halkını demokratik siyasette tasfiye etme saldırılarının 1994’ten beri devam eden iflas etmiş 30 yıllık tekrarlarıdır.”
DEM Parti, açıklamasında kayyum uygulamalarının halkın iradesine açık bir darbe olduğunu vurguladı ve bu yöntemlerin daha önce halk tarafından reddedildiğini belirtti:
“Bir kez daha ifade edelim ki bu saldırı halk iradesine yönelik gerçekleştirilmiş açık bir darbedir. Daha önce gerçekleştirilen kayyum darbeleri halk tarafından reddedilmiş, kayyum pratiği seçimlerde büyük bir yenilgiye uğramış ve halk kendi iradesini partimizden yana kullanmıştır. Her seçimde yenilgiye uğrayan kayyum darbesinde ısrar etmek, siyasi tükenmişliğin göstergesidir. AKP-MHP iktidarı, seçimle kazanamadığını yargı ve kolluk marifetiyle ele geçirme alışkanlığını ve kayyum darbesini bir rejime dönüştürmüştür. Bu saldırı, aynı zamanda Kürt halkının seçme ve seçilme hakkına büyük bir saldırıdır. Halkın doğrudan katılımının olduğu yerel yönetimlerin, belediyelerin ablukaya alınması ve adeta karakola çevrilmesi, mevcut siyasi rejimin demokratik meşruiyetinin bittiğinin açık ilanıdır.”
DEM Parti, açıklamasında demokrasiyi koruma mücadelesine kararlılıkla devam edileceğini ve halkın baskıya boyun eğmeyeceğini vurguladı:
“Vesayetle ve darbelerle mücadele ettiğini söyleyenlerin bizzat katkısız birer darbeciye dönüşmüş olması ibretlik bir durumdur. Bu topraklarda zorbalık ve zulümle hiçbir iktidar abat olmamıştır, olmayacaktır da. Türkiye halkları bu zorbalığa asla boyun eğmeyecektir. Son yerel seçimlerde, iktidar bu pratikleri nedeniyle büyük kaybetmiştir ve bu yöntemde ısrar ettikçe de daha büyük kaybedecektir.”
DEM Parti, kayyum uygulamalarının sadece Kürt illerine değil, tüm Türkiye’de demokrasi ve özgürlüğe tehdit oluşturduğunu belirterek, tüm demokratik kamuoyuna çağrıda bulundu:
“Kayyum darbesi 85 milyon için demokrasi ve özgürlük sorunudur ve önü alınmazsa ne sadece Kürt illeriyle ne de şimdiye kadar gasp edilen belediyelerle sınırlı kalacaktır. Hangi partiden ve düşünceden olursa olsun, bu darbe artık bütün Türkiye halklarının seçme ve seçilme hakkına, siyasi iradesine yönelmiş açık bir tehdittir. Bu vesileyle bütün demokratik kamuoyuna çağrımızdır: Bu gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını yükseltmelidir.”
DEM Parti, açıklamasının sonunda halkın iradesini savunmanın partinin varlık gerekçesi olduğunu belirterek, iktidarın çözüm arayışlarına darbe vurduğunu ifade etti:
“Her koşulda halkın iradesini savunmak ve halkın yerel yönetimlerine sahip çıkmak partimizin varlık gerekçesidir. Bu yöntem ve saldırılar, her türlü çözüm arayışını ve yaklaşımını zehirlediği gibi, iktidarın samimiyeti konusunda da daha büyük şüpheler doğurmuştur. Biz çözüm ve barış için el uzatılmasını beklerken, halkın iradesine duvar örülmüştür. Bu sorunların diyalog ve müzakereyle çözülmesini beklerken, halkın çözüm beklentilerine tuzak kurulmuştur. Asla boyun eğmeyeceğiz, asla mücadeleden geri durmayacağız. Eğer iktidar iflas etmiş bu yöntemlerle başarılı olacağını düşünüyorsa çok büyük yanılacaktır. Halkımız da her şart ve koşulda kendi iradesine sahip çıkacaktır.”