Öğr. Gör. Sözer Akyıldırım, konuşmasında magandalık, gasp, darp ve zorbalığa karşı daha etkin önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Bu tür olayların vatandaşın huzur ve güvenliğini bozduğunu belirten Akyıldırım, yalnızca polisiye tedbirlerin yeterli olmayacağını, eğitim yoluyla şiddetin önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Eğitim ve Önleyici Çalışmalar Öne Çıkmalı
Akyıldırım, çocuk, genç, anne ve baba eğitimine önem verilmesi gerektiğini belirterek, devlet ve özel sektör iş birliğiyle geniş kapsamlı eğitim programları oluşturulmasını önerdi. Ayrıca, Halk Eğitim Merkezleri’nin altyapısını güçlendirerek sosyolog, psikolog, pedagog ve psikiyatrlardan yararlanılması gerektiğini dile getirdi.
Ekonomik sorunların şiddeti tetikleyen unsurlardan yalnızca biri olduğunu, ancak toplumsal şiddetin daha geniş bir perspektifte ele alınması gerektiğini belirten Akyıldırım, vatandaşın kendini güven ortamında hissetmesinin anayasal bir hak olduğunu vurguladı.
Şiddetin Psikolojik ve Sosyolojik Boyutları
Sosyolojik açıdan toplumsal şiddetin bireyler veya gruplar arasında, sosyal tabakalar, ekonomik eşitsizlikler ve kültürel normlar nedeniyle ortaya çıktığını aktaran Akyıldırım, psikolojik olarak ise şiddetin kasıtlı zarar verme, korku ve kaygı oluşturma gibi belirsizlikler içerdiğini ifade etti.
Özellikle çocukların şiddetten en çok etkilenen kesim olduğuna dikkat çeken Akyıldırım, ihmal, istismar, okul şiddeti ve zorbalık gibi konuların detaylı incelenmesi gerektiğini belirtti. Toplumsal şiddetin önlenmesi adına bilimsel çalışmaların artırılması ve topluma yönelik bilinçlendirme faaliyetlerinin hızlandırılması gerektiğini söyledi.
