Iğdır’ın Aralık ilçesine bağlı Aşağı Çamurlu Köyü’nde yaşayan 1948 doğumlu Nazire Alagöz, hayatını geçmişin değerlerini korumaya adamış bir kadın. Altı çocuk annesi olan Alagöz, hayvancılıkla uğraşırken bir yandan da dedesinden, ebeveynlerinden ve kendi emeğinden kalan eşyaları itinayla muhafaza ediyor.
“Doğdum, büyüdüm, evlendim. Altı çocuk annesiyim. Hayvancılıkla geçinerek süt ve peynir yapıyorum. Ama en büyük tutkum, geçmişten bana kalan değerleri korumak oldu,” diyen Alagöz, ömrünü bu değerlerle anlamlandırdığını belirtiyor.
Halılardan bakır kazanlara bir kültür mirası
Nazire Alagöz’ün evinde adeta tarih kokan bir atmosfer var. 1950 yılında kendi elleriyle dokuduğu halısından, 1972’den beri kullandığı perdelere kadar her şey bir anı taşıyor.
Alagöz, “Halım var, 1950’de ben kendim dokudum. Dedem İpekyolu’nda çalışırken devenin boynuna takılan şah Pehlevi’nin süsü vardı, onu da saklıyorum. Eski gaz ocağım, bakır kazanlarım, hatta ütüm bile duruyor. Bunları atmak yerine hep korudum,” diyerek eşyalarının kendisi için taşıdığı anlamı anlatıyor.
“Kültürüne sahip çık!”
Nazire Alagöz, yalnızca kendi eşyalarını değil, kültürel değerleri de korumanın herkesin sorumluluğu olduğunu vurguluyor.
“Herkese diyorum, naylon halıları tercih ediyorlar ama eskilerin değeri bambaşka. Perdelerim 1972’den beri duruyor. Kendi yaptığım danteller hala sağlam. Bazen bana, ‘Bu halıyı niye kullanıyorsun, at gitsin’ diyorlar. Ama ben hep ‘Bunlar değerli, lazım olur’ dedim. Şimdikiler naylon gibi; eskilerin her anlamda korunması gerekiyor.”
“Benden sonra çocuklarım korur mu bilemem”
Bugüne kadar tüm eşyalarını özenle saklayan Alagöz, gelecekte bu mirasa sahip çıkılıp çıkılmayacağı konusunda endişeli.
“Ben hep sakladım, korudum. Benden sonra çocuklarım bakar mı, bakmaz mı bilemem. Ama bu değerler benim için çok kıymetliydi. Umarım onlara da kıymetli gelir,” diyor.
Geçmişle geleceği bağlayan bir kadın
Nazire Alagöz, yalnızca bir köyde yaşam süren bir birey değil, aynı zamanda bir kültür taşıyıcısı. Geçmişten bugüne getirdiği değerleriyle, hem ailesine hem de bölgesine örnek olan bu kadının hikayesi, eskiye verilen önemin günümüzde de kaybolmaması gerektiğini hatırlatıyor.