Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla Kürt sorununun çözümü için yeni bir döneme girildi. Akil İnsanlar Heyeti üyesi Lami Özgen, sürecin başarılı olabilmesi için silahların sustuktan sonra müzakerelere başlanması gerektiğini belirtti.
Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla, Kürt sorununun çözümüne dair yürütülen tartışmalar yeni bir evreye girdi. PKK, Öcalan’ın barış çağrısına olumlu yanıt vererek ateşkes ilan etti. Bu gelişme, sürecin başarıya ulaşabilmesi için yapılması gereken adımlar hakkında toplumda yeni tartışmaları da gündeme getirdi.
"Çözüm Süreci ve Kaçırılan Fırsatlar"
2013'teki çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan Lami Özgen, bu sürecin çok önemli olduğunu belirterek, geçmişte kaçırılan fırsatların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Özgen, "Çözüm süreci sadece Kürtler için değil, tüm Ortadoğu halkları için kritik bir fırsat," dedi. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti'nin otoriterleşen yapısının demokratikleşmesi ve bunun tüm topluma alternatif bir çıkış yolu sunduğuna vurgu yaptı.
Güvensizlik Ortamı ve Çözüm Adımları
Özgen, Türkiye’deki güvensizlik ortamının, 100 yıllık otoriter zihniyetin bir sonucu olduğunu dile getirdi. Bu durumu sürdürülemez bir noktaya geldiğini söyleyen Özgen, "Artık bu güvensizlik ortamını aşmak için siyasi, kültürel ve yasal adımlar atılmalı," şeklinde konuştu.
Yeni Süreç ve Koordinasyonun Önemi
2013-2015 yıllarındaki çözüm sürecinin devamı niteliğinde olsa da Özgen, bu sürecin başlangıç biçimi ve koordinasyonunun çok farklı olduğunu belirtti. Bu kez sürecin daha merkezi ve koordineli bir şekilde ilerlediğini vurgulayan Özgen, “Devletin ve Meclis’in sürece katılımı önemli bir adım,” dedi.
Sürecin Toplumsal Katılımı
Özgen, çözüm sürecinde tüm toplumsal kesimlerin katılımının kritik olduğunu ifade etti. "Silahlar sustuktan sonra müzakerelere geçilmeli," diyen Özgen, bu sürecin, toplumun tüm dinamiklerini ve muhalif kesimlerin taleplerini birleştirerek ilerlemesi gerektiğini belirtti.