Hun, Türkiye’de eğitim sisteminin giderek "paran kadar eğitim" anlayışına sürüklendiğini, devlet okullarının eğitim kalitesinin düştüğünü ve özel okulların sermaye odaklı bir yapıya dönüştüğünü ifade etti.

Dersim Dağ Serbest Bırakıldı Dersim Dağ Serbest Bırakıldı

"Parası Olan Okuyabiliyor, Olmayan Çocuk Yaşta Çalışıyor"

Hun, konuşmasında, Türkiye’de eğitim harcamalarının her geçen yıl arttığını ve birçok ailenin çocuklarını okula göndermekte zorlandığını belirtti. Özel okulların, özel derslerin, özel servislerin ve eğitim materyallerinin maliyetlerinin sürekli yükseldiğine dikkat çeken Hun, eğitimdeki özelleştirme politikalarının öğrenciler ve veliler üzerinde büyük bir ekonomik baskı oluşturduğunu söyledi.

Eğitim Reformu Girişimi’nin raporuna atıfta bulunan Hun, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 612 bin 814 çocuğun zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen eğitim dışında kaldığını belirterek, bu durumun eğitimde yaşanan eşitsizliklerin ve fırsat adaletsizliğinin en somut göstergelerinden biri olduğunu vurguladı.

"Eğitim, Yap-Boz Tahtasına Döndü"

Hun, eğitim sisteminin sürekli değiştirildiğini ve her yeni Milli Eğitim Bakanı’nın kendi programına göre sistemi yeniden şekillendirdiğini söyledi. Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında PISA sıralamasında sonlarda yer almasının, eğitim sistemindeki çöküşü açıkça gösterdiğini ifade etti.

AKP’nin eğitim politikalarının, parti programına uygun bir şekilde "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adı altında yeniden şekillendirildiğini, tarikat ve cemaat bağlantılı kişilerin okullarda ders vermeye başladığını dile getiren Hun, bu durumun laik ve bilimsel eğitimi tehdit ettiğini belirtti.

"Devlet Okullarıyla Özel Okulların Sayısı Eşitlendi"

Hun, özel okul teşvikleriyle eğitimde fırsat eşitsizliğinin derinleştiğini ve devlet okulları ile özel okulların sayısının neredeyse eşit hale geldiğini söyledi. Özel okulların daha iyi fiziki altyapıya, modern teknolojiye ve gelişmiş eğitim yöntemlerine sahip olduğunu, ancak devlet okullarının finansal zorluklar nedeniyle altyapı eksiklikleriyle mücadele ettiğini ifade etti.

"Bu eşitsizlik, sosyoekonomik statüsü yüksek ailelerin çocuklarına avantaj sağlarken, düşük gelirli ailelerin çocuklarını daha sınırlı imkanlarla karşı karşıya bırakıyor. Bu da toplumsal eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor" diyen Hun, devletin özel okulları teşvik etmek yerine devlet okullarını güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.

"Özel Okullarda Öğretmenler Güvencesiz Çalıştırılıyor"

Öğretmenlerin özlük haklarına da değinen Hun, AKP iktidarının özel okullarda çalışan öğretmenleri görmezden geldiğini ve düşük maaşlarla güvencesiz çalıştırıldıklarını belirtti. Geçtiğimiz yıl çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda, özel okullarda çalışan öğretmenlerin haklarına dair hiçbir düzenleme yapılmadığını hatırlatan Hun, bu durumun öğretmenler için ciddi bir mağduriyet oluşturduğunu ifade etti.

Hun, hükümetin eğitim politikalarının sermaye odaklı olduğuna dikkat çekerek, TÜİK’in 2024 yıllık enflasyon oranını %44,38 olarak belirlediğini, ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın özel okul ücretlerindeki artış için üst sınırı %54,8 olarak açıkladığını belirtti. “Emekliye ve asgari ücretliye enflasyonun altında zam yapan hükümet, sermaye sahiplerine enflasyonun üzerinde zam yapmalarına olanak sağlıyor. Bu, halkın değil sermayenin çıkarlarını koruyan bir anlayıştır” dedi.

"Eğitim Parasız ve Anadilinde Olmalıdır"

Hun, DEM Parti olarak özel okullara karşı olduklarını, eğitimin sosyal devlet ilkeleri çerçevesinde parasız ve anadilinde yapılması gerektiğini belirtti. Eğitimin temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayan Hun, devletin eğitim sistemini piyasalaştırma ve özelleştirme çabalarından vazgeçerek tüm öğrencilere eşit eğitim fırsatı sunması gerektiğini söyledi.

Kaynak: Barış DÖNMEZ