Organ bağışının önemi her geçen gün artarken, Iğdır Devlet Hastanesi de bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyor. Türkiye genelinde 3-9 Kasım tarihleri arasında kutlanan Organ Bağışı Haftası kapsamında, hastane personeli ve doktorlar vatandaşlara organ bağışının önemini anlatmak için yoğun bir çaba harcıyor. Iğdır Devlet Hastanesi Başhekimi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Safa Çetinkaya, organ bağışı yapmanın vefat sonrası toprak olacak organları hayat kurtarmak için kullanmak anlamına geldiğini ifade ederek, “Bir organ bağışıyla birçok hasta hayata yeniden tutunabilir,” dedi.

Iğdır Üniversitesi öğrencilerinden "diyabete dikkat"  etkinlikleri Iğdır Üniversitesi öğrencilerinden "diyabete dikkat" etkinlikleri

Organ Doktor

"Toprak olacak organlar, insanların yaşam kaynağı olabilir"

Dr. Çetinkaya, organ bağışının birçok kronik hastanın tek umudu olduğunu vurguladı. Özellikle karaciğer ve pankreas gibi organlar için bağış bekleyen hastaların, nakil olmadan yaşam mücadelesini kaybettiğini belirten Çetinkaya, bu durumun basit bir bağışla değişebileceğine dikkat çekti. Iğdır genelinde organ bağış oranlarının düşük olduğunu belirten Çetinkaya, son bir yılda yalnızca bir bağışçının çıktığını ifade ederek, “Bağış oranlarının yükseltilmesi gerekiyor; çünkü vefat ettikten sonra organlarımızın bize bir faydası kalmıyor, ancak başkalarına hayat verebilir,” dedi.

"Hastanemizde bilgilendirme standları kurduk"

Halkı organ bağışına teşvik etmek için çalışmalar yaptıklarını belirten Dr. Çetinkaya, hastanede kurulan organ bağışı biriminde ve çeşitli bilgilendirme standlarında vatandaşlarla birebir görüşerek organ bağışının nasıl yapılabileceği ve neden önemli olduğu konusunda detaylı bilgiler sunduklarını söyledi. Çetinkaya, zaman zaman kent içinde düzenledikleri etkinliklerle de halka ulaştıklarını belirtti. Vatandaşların organ bağışı konusunda bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayan Çetinkaya, “Iğdır halkından bu konuda bizlere destek olmalarını bekliyoruz. Organ bağışı, hem fiziksel olarak sağlığımızı hem de duygusal olarak insanlığa katkımızı temsil eden önemli bir dayanışma örneği,” diye konuştu.

Safa

"Organ bağışı hayat kurtarır"

Çetinkaya, kronik hastalığı olup yalnızca organ beklediği için hayatını kaybeden insanlara tanık olduğunu ve yapılan bir karaciğer ya da böbrek bağışıyla yaşamlarına devam edebilen hastaların bulunduğunu dile getirdi. Bu konuda insanların bazı önyargılar taşıdığını da belirten Çetinkaya, organ bağışına sıcak bakmayan bireylerin büyük çoğunluğunun, vefat ettikten sonra bütün organlarıyla gömülmeyi tercih ettiklerini söyledi. Ancak bu düşüncenin çok sayıda hastayı yaşama bağlayabilecek organları kullanılamaz hale getirdiğini belirterek, “Biz öldükten sonra organlarımızın toprak altında çürüyüp gitmesinin kimseye bir faydası yok. Bir organ, bir yaşam demektir,” ifadelerini kullandı.

Organ bağışında toplumun desteği bekleniyor

Hastane yetkilileri, organ bağışının önündeki önyargıları aşmak için çaba sarf ediyor. Bu konuda toplumsal desteğin önemine değinen Çetinkaya, organ bağışının her yıl giderek artmasını umduklarını dile getirdi. Iğdır Devlet Hastanesi’nin organ bağışı birimi, bilgilendirme broşürleri dağıtarak, yüz yüze görüşmelerle ve vatandaşlara ulaşarak toplumu bu konuda bilgilendiriyor. Çetinkaya, organ bağışı ile ilgili farkındalığı artırmak için vatandaşların desteğini beklediklerini belirterek, “Bu konuda herkes elinden geleni yaparsa, umuyoruz ki daha fazla hastaya umut ışığı olabiliriz” dedi.

" Bir bağış, bir hayat"

Organ bağışında bulunan Iğdır Devlet Hastanesi çalışanlarından Cemal Sısko da organ bağışının manevi önemine vurgu yaptı. “Organlarım toprak olacağına, insanlara faydalı olması daha iyidir” diyen Sısko, bu bilinci paylaşarak topluma katkıda bulunmayı amaçladığını belirtti. Vatandaşların organ bağışı konusunda daha duyarlı olmalarını isteyen Sısko, yapılan bağışların çok büyük bir umut taşıdığını belirtti. “Bağışlayan insanlar var; ancak yeterli sayıda değil. Biz elimizden geleni yapıyoruz, gerisi vatandaşlarımıza kalmış” diye konuştu.Cemal-3

Kaynak: ZERRİN SARGUT