Türkiye'de son dönemlerde artış gösteren intihar vakaları, toplumun ruh sağlığı üzerindeki etkisini gündeme taşıyor. Uzmanlar, bireylerin ruh sağlığıyla doğrudan ilişkili olan ekonomik zorluklar, toplumsal dışlanma ve sosyal medya etkilerinin, intihar riskini yükselttiğine dikkat çekiyor. Mezopotamya Psikologları Derneği (Der-Mez) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Burtakuçin ve Sosyal Hizmet Uzmanı Bahriye Eşme Dilek, bu tehlikeye karşı toplumsal farkındalık ve psikososyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Toplumsal roller ve intihar riski
Psikolog Murat Burtakuçin, toplumsal yapının bireylerin ruh sağlığını doğrudan etkilediğini vurgulayarak, bireylerin toplumsal rolleri ve statülerinin intihar riskinde belirleyici olduğunu belirtti. Burtakuçin, “Toplumdaki statü kaybı veya dışlanma gibi faktörler, intihar riskini artırıyor. Özellikle kadınlar ve çocuklar, önyargılar ve dışlanmalar nedeniyle daha savunmasız kalabiliyor. Kadınların cinsel istismar ve toplumsal baskılar nedeniyle dışlandıklarında, duygusal destekten mahrum kalabildiklerini, bunun da yalnızlaşmayı ve intihar eğilimini artırdığına dikkat çekti.
Ekonomik koşulların etkisi
Ekonomik zorlukların ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini de değerlendiren Burtakuçin, birçok bireyin terapi hizmetlerinden maddi nedenlerle yararlanamadığını ifade etti. “Kamu tarafından sağlanacak ücretsiz danışmanlık hizmetleri, toplumun ruh sağlığına büyük katkı sağlayacaktır,” diyen Burtakuçin, ekonomik zorlukların intihar riskini artırdığına işaret etti. Bu bağlamda, daha geniş kesimlere ulaşabilecek nitelikte ruh sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini de belirtti.
Sosyal medya ve gençler üzerindeki etkisi
Sosyal Hizmet Uzmanı Bahriye Eşme Dilek ise intihar vakalarının toplumun her kesimini etkileyen bir sorun haline geldiğini belirtti. Sosyal medya ve dijital platformların gençler üzerindeki etkisine değinen Dilek, “Sosyal medya bağımlılığı ve fenomenlerin gençler üzerindeki baskısı, ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu platformlarda yapılan yanlış yönlendirmeler, intihar vakalarını romantize edebiliyor. Medya dilinde hassasiyetin artırılması ve ebeveynlerin sosyal medya okuryazarlığı konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor,” dedi.
"Erken müdahale ve toplumsal destek şart"
Dilek, intihar eğiliminde olan bireylerin genellikle çevrelerine belirli sinyaller verdiğini ve bu sinyallere dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, “İntihara yatkın bireyler bazen vedalaşıyor gibi davranabilir ya da içine kapanabilir. Sosyal hizmet uzmanları, bu sinyalleri fark ederek bireylere psiko-sosyal destek sağlayabilir. Toplumda artan intihar vakalarına karşı, erken müdahale ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor. Ebeveyn-çocuk ilişkileri ve gençlerle olan iletişim konularında eğitimlerin yaygınlaştırılması gerekiyor" şeklinde konuştu.