Gündem

Tuncer Bakırhan: "Yeni Bir Başlangıcın Eşiğindeyiz"

Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te yaptığı grup toplantısında barış ve demokrasi vurgusu yaptı. Kayyım atamalarını kınayan Bakırhan, "Türkiye ve Ortadoğu halklarının kaderini değiştirecek yeni bir başlangıcın eşiğindeyiz" diyerek, Abdullah Öcalan'dan gelecek açıklamaların önemine dikkat çekti.

Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te düzenlediği grup toplantısında gündemdeki gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle Abdullah Öcalan'dan yapılması beklenen açıklamalara dikkat çeken Bakırhan, "Türkiye ve Ortadoğu halklarının kaderini değiştirecek yeni bir başlangıcın eşiğindeyiz" diyerek, bu süreçte halkların birlikte hareket etmesinin önemine vurgu yaptı.

Bakırhan, belediyelere kayyım atanmasına karşı çıkarak, "Barışı nasıl sağlarız, barışa nasıl ulaşırız derken kayyım atamaya devam ediyorlar. Bu gaspçı ve inkarcı anlayış nereye kadar devam edecek?" diye sordu. Kars'ın çok kültürlü yapısına dikkat çeken Bakırhan, 10-12 farklı inanç grubunun bir arada yaşadığı bu şehirde ötekileştirme çabalarının başarısız olacağını savundu. "Bu sistemin bütün ötekileştirme girişimlerine rağmen Azerisi, Terekemesi, yerlisi, Malakanı, Ermenisi, Çerkesi, Türkmeni, Zazası, Türk'ü ve Kürt'ü asla karşı karşıya gelmediler" dedi.

Kars'ta yaygın olan bir sözü alıntılayarak, barış ve birlikte yaşamanın önemini dile getiren Bakırhan, "Ekmek yediğin sofraya bıçağını saplamayacaksın. Yoksa sana namert derler." ifadesini kullandı. Kayyım atamalarını kınayarak, halkın iradesinin önemine vurgu yaptı ve "Kayyımlarını geri çekin. Halkın iradesi, tekrar Kağızman başta olmak üzere kayyım atanan belediyeleri yönetsin" çağrısında bulundu.

''Bir Dönüm Noktasındayız''

Bakırhan, Türkiye'nin Kürt sorununa dair tartışmaların kritik bir aşamaya geldiğini ifade ederek, "Bir dönüm noktasındayız. Türkiye ve Ortadoğu halklarının kaderini değiştirecek yeni bir başlangıcın eşiğindeyiz" dedi. Devletin halkla olan ilişkisini eleştiren Bakırhan, "Modern ulus devlet kurtuluş ruhuna ters düştü. Devlet ile halk arasına derin bir uçurum oluştu. Halk kendi devletine yabancılaştı" şeklinde konuştu.

Bu noktada, sistemin ötekileştiren ve reddeden politikalarının halkın yabancılaşmasına yol açtığını belirtti. Bakırhan, "Devlet her fırsatta demokrasiden, haktan, hukuktan, özgürlüklerden kaçtı. Yüz yıldır tek tipleştirmeye çalıştı. Nasıl Kağızman’daki halkları tek tipleştiremediyse, bir türlü bunu başaramayacak" dedi.

"Bugün artık demokratik müreffeh bir Türkiye’de yeni bir asra yelken açabiliriz''

Bakırhan, Türkiye’nin demokratik ve müreffeh bir geleceğe kavuşması için şartların uygun olduğunu belirterek, "Bugün artık demokratik müreffeh bir Türkiye’de yeni bir asra yelken açabiliriz. Bunun koşulları var" dedi. Barış ve adalet arayışının, Türkiye'nin temel gündemi olacağını ifade eden Bakırhan, halkların birlikte yaşamaktan yana olduğunu vurguladı. "Döktüğümüz gözyaşlarının rengi aynıdır. Hakkari’deki Kürt genci toprağa düştüğünde annesinin döktüğü gözyaşı ile Edirneli genç toprağa düştüğünde annesinin döktüğü gözyaşlarını kim ayırabilir?" diyerek, acıların ortak olduğunu hatırlattı.

Bakırhan, herkesin gözünün Abdullah Öcalan’ın yapacağı çağrıya çevrildiğini belirtti. "Dünyanın dört bir yanından bize mesajlar geliyor. Milyonlarca insan bu sefer çözüm olsun diye dua ediyor" dedi. Barışın sağlanması için yürütülen diplomasi faaliyetlerine de dikkat çeken Bakırhan, İmralı Heyeti'nin yakın zamanda Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bir ziyaret gerçekleştirdiğini belirtti. "Federe Kürdistan Bölgesi'nde önemli görüşmeler yapıldı ve barış için tarihi adımlar atıldı" şeklinde konuştu.

Bakırhan, "Sokak hazır, toplum hazır mı?''

Bakırhan, "Sokak hazır, toplum hazır. Dünyanın dört bir yanında insanlar bu çözüme destek veriyor. Peki iktidar da barışa hazır mı?" diyerek, iktidarın bu barış arayışına destek vermesi gerektiğini vurguladı. "Kimse unutmasın, hukuk ve özgürlükten yoksun bir toprakta ne devlet ne de insan mutlu olur" diyerek, demokrasinin gerekliliğini yineledi.

Bakırhan, 28 Şubat'ın tarihsel önemi ve Dolmabahçe Mutabakatı’nın yıl dönümüne atıfta bulunarak, barışın inşası için ortak paydalarda buluşulması gerektiğini ifade etti. "Gelin bir de tarihin projeksiyonunu bu kez 104 yıl öncesine çevirelim. 1921 Anayasası'na bakalım. Türkiye tarihinde yerinden yönetimi esas alan tek anayasadır" diyerek, bu konudaki eksikliklere rağmen bu anayasayı dikkate almanın önemine vurgu yaptı.

Bakırhan, bu süreçte halkların birlikte yaşama iradesini ve barış arzusunu her daim ön planda tutacaklarını belirterek, "Rotamız demokrasi, rehberimiz barış olsun" diyerek konuşmasını sonlandırdı.