Gündem

Van’da Kadın Cinayetlerine Tepki Yürüyüşü: Kadınlar Güvencesiz Yaşamın İçine İtiliyor

Van’da kadınlar, artan kadın cinayetlerine ve şiddete karşı bir protesto yürüyüşü düzenledi.

Yürüyüşte, Star Kadın Derneği üyesi Zeynep Tağtekin, kadın cinayetlerinin politik bir sorun olduğuna dikkat çeken bir basın açıklamasını okudu. Açıklamada, özellikle son dönemde kaybolan ve öldürülen kadınlar için adalet talebi vurgulandı. İşte açıklamanın tamamı:

“Kadınlar Güvencesiz Yaşamın İçine İtiliyor”

Zeynep Tağtekin’in okuduğu açıklama şu şekildeydi:
“Ülke kadın ve çocuk mezarlığı olarak anılmaya, biz kadınlar bu ülkede her gün güvencesiz bir yaşamın içine itilmeye devam ediyoruz. Rojin Kabaiş 27 Eylül günü daha iyi bir yaşamın kapılarını aralamak için geldiği bu kentin üniversitesinde kayboldu. Bize yıllardır güvenli diye sunulan, kolluk kuvvetlerinin elini kolunu sallayarak gezdiği bir kampüsün sahilinde kayboldu Rojin. Kaybolduğu günün ertesinde STK'ların ve kadınların ısrarıyla başlayan arama çalışmaları, Rojin'in kaybolması kadar soru işaretiyle doluydu ve biz kadınlar Rojin aranırken en fazla 'Etkin soruşturma yürütülüyor mu?' sorusunu sorduk. Çünkü önümüzde izlerinin kaybolmasına izin verilen Gülistan Doku, Narin gibi örnekler vardı. Ve bu ülkede kadınların ve çocukların kaybolması ne kadar kolaysa bulunması o kadar zordu.”

“Kadın Cinayetleri Sistematik ve Politik Bir Sorundur”

Açıklamanın devamında, kadın cinayetlerinin münferit olaylar olmadığını ve devletin kadınları korumamakta ısrarcı olduğu vurgulandı:
“Bugün, burada bir kez daha kadın cinayetlerinin gölgesinde, bu karanlık tabloyu konuşmak zorunda kalıyoruz. Türkiye’de ve Kürdistan’da her gün bir kadın daha devletin, yargının, kolluk kuvvetlerinin ve ataerkil düzenin ihmalleri ve iş birliğiyle katlediliyor. Kadına yönelik şiddet münferit olaylar değil, sistematik ve politik bir sorundur. Bu düzen, kadınları korumamakta ısrarcıdır çünkü kadınların hayatları üzerinden inşa edilen erkek egemen sistem ayakta tutulmak isteniyor. Kürdistan’da olağanüstü güvenlik önlemleriyle karşımıza dikilen sistem kadınları korumak söz konusu olduğunda bütün ikiyüzlülüğüyle karşımızda duruyor. Bu yüzden bugün buradayız ve çürüttüğünüz yasalardan ve yalnızca sisteminizi koruyan güvenlik güçlerinizden çok birbirimize güveniyoruz.”

“Kadın Cinayetlerinin Faili, Bu Sistemin Kendisi”

Tağtekin, faillerin mahkemelerde cezasızlık politikaları ile ödüllendirildiğini belirterek, kadınların yaşam haklarının sistematik olarak hiçe sayıldığını ifade etti:
“Kadınların öldürülmesine, şiddet görmesine göz yumanlar, bu sistemin en büyük ortaklarıdır. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenememesinin nedeni; devletin, failleri koruyan cezasızlık politikalarıdır. Failler, mahkemelerde iyi hâl indirimleriyle ödüllendirilirken, İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmalar yok sayılarak kadınların yaşam hakları hiçe sayılmaktadır. Kadınları koruyan yasaların etkin bir şekilde uygulanmaması, her bir kadın cinayetinin faili olarak bu sistemi göstermektedir.”

Kadınları Koruyan Politikalar Talep Ediliyor

Açıklamanın sonunda, yerel yönetimlerin kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans politikası uygulaması gerektiği ve kadınların korunması için adımlar atılması gerektiği belirtildi:
“Kadınların yaşam haklarına kasteden bu ataerkil düzene karşı sesimizi yükseltiyoruz. Bu mücadele sadece kadınların değil, özgürlüğü ve eşitliği savunan herkesin mücadelesidir. En başta yerel yönetimler kadınları hedef alan her türlü şiddete karşı sıfır tolerans politikası uygulamalıdır. Kadınları korumak, kolluk güçlerinin keyfine bırakılacak bir mesele değildir. Bu şehirde bir kadının canı tehdit altındaysa, bunun sorumlusu tüm sistemdir. Bu yüzden ilçelerinden, büyük şehire kadar belediyelerimiz şiddete uğrayan, tehdit edilen her kadının yanında olacak. Şiddet gören kadınlar için sığınma evleri, hukuki destek ve psikolojik danışmanlık hizmetleri artırılırken, kadınların ekonomik olarak bağımsız olabilmeleri için iş imkanları yaratılacak.”

Kadın Mücadelesi Yaşatır

Tağtekin açıklamasını şu sözlerle noktaladı:
“Kadınların yaşam hakkı, politik bir mesele olarak kabul edilmelidir. Devletin ve yerel yönetimlerin görevi, kadınları koruyacak gerçekçi politikalar üretmek ve bu politikaları hayata geçirmektir. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet, bu coğrafyanın kaderi olamaz ve olmayacaktır. Yaşamın her alanında eşit, özgür ve onurlu bir şekilde var olabilmemiz için mücadele etmeye, meydanlarda 'Gülistan Doku nerede?', 'Rojin Kabaiş’e ne oldu?' demeye devam edeceğiz. Kadın mücadelesi yaşatır! Jin, Jiyan, Azadi!”

Yürüyüş, kadınların dayanışma içinde attıkları sloganlarla sona erdi.