Van ÇEVDER Yönetim Kurulu adına Ali Kalçık ve Feqiyê Teyran Derneği Hayvan Hakları Komisyonu adına Muammer Takis tarafından yapılan açıklamada, son zamanlarda kamuoyunun gündeminde yer alan köpeklerin ve sokak hayvanlarının “yasal” olarak katledilmesi meselesine tepki gösterildi. Açıklamada, köpek saldırıları sonucu yaşanan yaralanma ve ölümler ile diğer ölüm ve yaralanma vakalarının karşılaştırılması gerektiği belirtildi.
İstatistikler Gözden Geçirilmeli
Açıklamada, köpek saldırıları ile ilgili istatistikler paylaşıldı: Köpek saldırısı sonucu 182, cinayet ortalaması 876, çocuk istismarı 23 bin, cinsel istismar 29 bin. Bu rakamların, hangi alanlara yoğunlaşılması ve hangi alanlarda yasal düzenlemeler ile polisiye tedbirlerin alınması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyduğu ifade edildi.
Yeni Yasa Tasarısı Eleştirildi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın iş birliğinde hazırlanan Hayvanları Koruma Kanunu’na ilişkin yasa değişiklik tasarısının, hayvanları koruma mücadelesini zayıflatacağı dile getirildi. Açıklamada, 2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanunu'nun ardından sahipsiz hayvanların insani olmayan yöntemlerle yok edilmesinin yasaklandığı, ancak bu yasa doğrultusunda yeterli denetim ve bütçe ayrılmadığı belirtildi.
Ötanaziye Tepki
Yasa tasarısında yer alan ötanazi işleminin, hayvanların yaşamlarının sonlandırılması anlamına geldiği ve bunun kabul edilemez olduğu ifade edildi. Açıklamada, sokak hayvanlarının barınaklarda toplanması ve sahiplenilmeyen hayvanların ötanazi ile öldürülmesinin 2004 yılı öncesindeki itlaf yöntemlerinden farkı olmadığı vurgulandı.
Çözüm Önerileri
STK'lar, sokak hayvanlarına ilişkin çözüm önerilerini de paylaştı:
- Sokağa terk edilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanması.
- Kırsal yerleşim alanları ve tarım işletmelerindeki hayvanların denetim altına alınması.
- Sahiplendirmenin özendirilmesi ve devletin bu konuda destek vermesi.
- Meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri ve diğer gönüllülerden yardım alınması ve destekleri istismar eden kişi ve kurumların denetlenmesi.
Açıklama, "İnsanın ne kadar yaşamaya hakkı varsa, tüm canlıların da o kadar yaşam hakkı vardır," ifadesiyle son buldu.