Teknolojik gelişmelerin bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken, diğer taraftan da insan sağlını ciddi oranda tehdit ettiğini belirten Medicana Sivas Hastanesi Nöroloji Uzmanı Yaşar Alpaslan, “Etrafımız birçok elektromanyetik dalga ile sarılmış durumdadır.

Hemen hemen günün her saatinde radyo ve televizyon dalgaları, wireless dalgaları, en önemlisi de cep telefonu frekans dalgalarının sağlığımız üzerindeki olumsuz etkilerine maruz kalıyoruz. Yoğun cep telefonu kullanımının en azından beyin yorgunluğuna sebebiyet verdiği neredeyse kesin gibidir. Ayrıca baş ağrıları, uyku düzensizliği, hafıza zayıflaması, yoğun stres ve yorgunluk, konsantrasyon ve dikkat dağınıklığı gibi durumlara yol açabilmektedir” dedi.

Yoğun cep telefonu kullanan kişiler risk altında

Son 10-20 yıl içerinde gerek Alzheimer ve parkinson gibi organik beyin hastalıkları, gerekse depresyon, panik atak ve takıntı hastalığı gibi psikolojik hastalıkların artış gösterdiğini söyleyen Dr. Alpaslan, “Cep telefonları ile beyin tümörleri arasında somut bir bağlantı kurulamamış olsa da, en azından glioma veya menengioma gibi beyin tümörlerinin gelişme ihtimalini arttırdığı yaygın bir kanaat durumundadır. ABD'nin finans merkezi olan Wall Street'de saatlerce cep telefonlarıyla konuşan borsacılarda beyin tümörlerinin normale göre çok daha fazla görüldüğü bildirilmektedir. Washington Üniversitesi biyomühendislerinden Henry Lai, cep telefonu sinyallerinin DNA sarmalındaki fizyolojik yapıyı bozduğunu ve kopmalara neden olduğunu ifade etmektedir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Enstitüsünün 2008'de yayınladığı raporda 10 yıl ya da daha üzeri cep telefonu kullanan kişilerde yüzde 40 daha fazla beyin tümörü tespit edildiği bildirilmektedir. 2009'da İsveç'te yapılan başka bir araştırmada ise beyin kanser oluşumunu 5 kat arttırdığı iddia edilmektedir” dedi.

“Cihazları kullanmaya mecbur olsak dahi önlemleri almalıyız”

Cep telefonlarını ve diğer elektronik cihazların mümkün olduğunca yatak odasında bulundurulmaması gerektiğini söyleyen Alpaslan, “Cep telefonlarını direkt kulağa götürerek değil, kulaklıkla, eğer bu mümkün olmazsa hoparlör açılarak uzaktan görüşme yapmalıyız. Cep telefonları, özellikle ilk arama yaparken en yoğun radyasyon yaydığı için birini aradığınızda iletişim sağlanmadan telefonu kulağa götürmemeliyiz. Cep telefonlarını cepte değil, çantada taşıyıp mümkün olduğunca vücuttan uzakta tutmalıyız. Cep telefonunuz açıkken kullanmıyor olsanız bile radyasyon yaymaya devam eder. Görüşmelerimiz günde yarım saati aşmamalı, mümkünse kablolu telefonları tercih etmeliyiz. Sinema, tiyatro veya konferans gibi topluluklarda tamamen kapatınız. Çünkü sessize alsanız bile mekândaki çok sayıda cep telefonunun sinyal alışverişi nedeniyle risk oluşturacaktır” dedi.

Iğdır Üniversitesi’nde “Diyabette Doğru Bilinen Yanlışlar” Konferansı Düzenlendi Iğdır Üniversitesi’nde “Diyabette Doğru Bilinen Yanlışlar” Konferansı Düzenlendi

“Çocukların zarar görme ihtimali çok daha yüksek”

Cep telefonlarının mümkün olduğunca çocuklardan uzak tutulması gerektiğinin altını çizen Dr. Alpaslan, “Çocukların beyin gelişimleri henüz tam olmadığı için cep telefonlarından zarar görme ihtimali daha yüksektir. Yoğun cep telefonu kullanımı baş ağrıları, uyku düzensizliği gibi durumları tetikleyebilmektedir. Sonuç itibarıyla teknolojiyi kullanmalı fakat esiri olmamalıyız. Beyin sağlığımız için mümkün olduğunca elektronik ortamlardan uzak durmalı, wireless yerine kablolu internet ve ev telefonları kullanmalıyız. Cep telefonlarını sohbet ve oyun aracı olarak değil, iletişim amaçlı kısa süreler için kullanmalıyız” dedi.

Kaynak: İHA