Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinde 35 yıldır eğitimci olarak görev yapan Naci Akdemir, köpekbalığı dişinden denizyıldızına kadar pek çok fosili evinin bahçesinde topluyor. Akdemir’in topladığı fosiller, adeta açık hava müzesi oluşturuyor.
Antropoloji bölümü mezunu Naci Akdemir, 35 yıldır öğretmenlik ve okul idareciliği yapıyor. Akdemir, 35 yıldan beri topladığı milyon yıllık fosilleri evinin bahçesinde sergileyerek açık hava müzesi görüntüsü oluşturdu. Yaklaşık 350 milyon yıl önce oluşumu başlayan ve 5-6 milyon yıl önce tamamlanan fosil koleksiyonunda midye, istiridye, denizyıldızları, salyangozlar, şeytanminareleri ve köpekbalığı dişi gibi omurgalı hayvan türlerinin fosilleri bulunuyor.
Okul Müdürü Naci Akdemir, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Yaklaşık 30-35 seneden beri bulduğum ilginç fosilleri topluyorum. Topladığım türler içinde midye, istiridye, derisi dikenli denizyıldızları, salyangozlar, şeytanminareleri ve omurgalı hayvanlar grubundan köpekbalığı dişleri var. Arazide bulup getiremediğim çene kemikleri, oluk kemikleri de bulunuyor” dedi.
Akdemir, fosillerin bazen ayrı ayrı, bazen bir arada aynı kayada bulunabildiğini belirterek, “Burada tanımlayamadığım bir bant var. Bu bant birkaç kilometre uzunluğunda, 50-60 metre genişliğinde dümdüz çekilmiş bir hat gibi duruyor. Bu hattın üzerindeki fosillerin özellikleri hayvanlar ile bitkilerin bir arada görünmesi. Buraları inceleyen Prof. Dr. Sabri Akdoğan ile Kadri Tuzcuoğulları’nın anlattığına göre, fosillerin oluşum süreci 350 milyon yıl önce başlamış ve 5-6 milyon yıl önce sona ermiştir” diye konuştu.
Profesör görüşünü de aktaran Akdemir, “Şu anda ayağımızın altında bulunan arazi yılda 10-15 milimetre kuzeye doğru hareket halinde. 5-6 milimetrede yükselme söz konusu. Süreç başladığında şimdiki Kocaköy, Tetis Denizi’nin altındaydı. Afrika-Arabistan plakası kuzeye doğru gelmekteyken, Anadolu o zaman yoktu. Avrasya’yı kuzeye doğru itmeye çalışıyor ve yükseltiyor. Alp-Himalaya kıvrım dağları bu sayede oluştu. Anadolu, eskiden deniz dibiyken günümüzde kara halini aldı. Dolayısıyla benzer fosilleri dağ silsilelerinde bulmak mümkündür” dedi.
Akdemir, “Açık hava müzesi demek için biraz ihtiyat lazım. Bulduğum şeyleri alıp getiriyorum. Keşke Kocaköy’de hem paleontolojik, arkeolojik, jeolojik hem de etnografik malzemelerin sergilenebileceği, muhafazası olabileceği bir yer olsaydı çok daha iyi olurdu” diyerek sözlerini tamamladı.
