Geçmişiyle yüzleşerek iyileşmek, hatta atalarının yaptıkları ve yapmadıkları veyahut yapamadıklarıyla yüzleşip iyileşmek.

Dizinin ana teması bu minvalde ilerledi birinci sezonunda. İkinci sezonunda ise tek tek bireyleri değil de bir coğrafyanın tümünü konu alıyor. Kürdüyle, Çerkeziyle, Ermenisiyle, Giritlisiyle; yani bu toprakları o görüntülerde sıkça paylaşılan zeytin bahçesine dönüştüren bütün halklarıyla. Çok ayrıntı vermeden birçok çarpıcı sahnenin etrafında farklı duygular yaşatan bir dizi olduğunu belirtmeliyim.

Evet, sadece ülkemiz, Ortadoğu değil tüm Dünya; ancak tarihsel geçmiş dizilimlerinde yaptıkları ya da yapmadıklarının hesaplaşmasıyla sağalabilecek. Bunu istemek biz halkların fazlasıyla hakkı.

Ben diziyi böyle okudum, oyunculukların neredeyse tümü başarılı ve incelikli düşünülmüş detayları ile seyredilmeyi hak ediyor. Bu arada birçok sahnede ağladığımı da itiraf etmeliyim.

BİLDİĞİ

Ağlamayı

En güzel ben bilirim

Yalnızlığımla

Sessizliğimle

Boğazım yanarken

Ben ağlayamazken

Ben, ağlayamazken

En güzel ben bilirim

Ağlamayı

Seyrüsefer / 94